To violate or break or fail to perform an oath, untrue to one's oath, commit a sin or crime in one's oath, retract or revoke an oath, sin, commit an offence, say what is not true, incline from what was false to what was true or from what was true to what was false, pronounce someone a violater or non-performer of an oath, put away or cast away a sin or crime from oneself, do a work whereby to escape from sin or crime, apply oneself to acts or exercises of devotion, seek to bring oneself near unto God or to advance in God's favour by works, relinquish the worship of idols.
Yeminini bozmak, bozmak veya yapmamak, yeminine uymamak, yemininde günah veya suç işlemek, yemini geri almak veya bozmak, günah işlemek, suç işlemek, doğru olmayanı söylemek, yanlıştan yanlışa meyletmek doğru ya da doğru olandan yanlış olana, birini yemini bozan ya da yapmayan ilan etmek, bir günahı ya da suçu kendinden uzaklaştırmak ya da atmak, günahtan ya da suçtan kaçmak için bir iş yapmak, kendini Allah'a yaklaşmak veya işlerle Allah'ın lütfunda ilerlemek, putlara tapmaktan vazgeçmek.
ح ن ث kelimesinden türemiş Kuran da geçen bütün kelimeler